Ali Canip Olgunlu'nun Gözünden İstanbul...

Ali Canip'in Gözünden İstanbul

İstanbul’dan doğunun en batısında ve batının da en doğusunda olmakla birlikte tüm dünya coğrafyasının doğusundaki ve batısındaki en güzel şehir kuşkusuz İstanbul’dur. Gerek coğrafi konumu ve gerekse içerisinde barındırdığı koskoca iki imparatorluğun kültürel miras örnekleri ile İstanbul tartışmasız yeryüzünün en güzel şehridir. Ve her İstanbul’da yaşayanın da İstanbul’un güzelliğini ve önemini bilmesi ve tanıması gerekmektedir.

İstanbul edebiyat şehridir. İstanbul müzik şehridir ve İstanbul tarihin en görkemli eserleri ile motif motif süslenmiş olan bir şehirdir. İstanbul şairi olan Yahya Kemal Beyatlı şöyle söyler: “Dünyadaki birçok şehir birçok açıdan birbirine benzer ancak yalnızca İstanbul kendisine benzer.” Yalnızca kendisine benzeyen bu şehirde yaşayanların da bu şehre benzemeleri gereklidir. Onun karakteri ile derinleşmek ve onun güzellikleri ile de sarmaş dolaş olmak gereklidir.

İstanbul’u mutlaka ve mutlaka yine yalnızca kendisine benzeyen ve İstanbul’un yüzük taşı olan Ayasofya içerisinde dinlemek gereklidir. Şayet Ayasofya içerisinde İstanbul’u İstanbul’dan dinlersek, öğrenirsek İstanbul’u seyreylemek için gitmemiz gereken yer yine bir İstanbul mimarı olan Sinan’ın en görkemli eseri Süleymaniye’dir. Ayasofya’da öğrendik İstanbul’u İstanbul’da, Süleymaniye’den seyreyledik yine İstanbul’u İstanbul’dan.

Nihayetinde İstanbul’u yaşamak için gideceğimiz yer mutlaka Boğaziçi’dir. Yarısı Asya diğer yarısı ise Avrupa’dır. Yeryüzünde hangi şehir var ki iki kıtayı birbirinden ayıran ve iki kıtayı birbirinden daha sıcak kucaklayabilen. O manada eğer yaşamak için Boğaziçi’nde her bir semtinde dolaşmaya başlar iseniz yine bir başka edebiyatçı sizin kulaklarınıza “Erişti nev-bahar eyyamı, açıldı gül-i gülşen, çeragan vakti geldi lalezarın didesi Ruşen” diyecektir. Nedim yüzyıllar öncesinden siz İstanbullulara. Her bir semtini yaşamak için ömür yetmez. O manada İstanbul’da yaşayan herkes dünyadaki herkesten çok daha şanslıdır. Bu şansınızı semt semt, sokak sokak, cadde cadde İstanbul’u tanıyarak değerlendirmek gereklidir. İstanbul merhabadır, merhabasının rengini Boğaziçi’nin maviliğinden alır. İstanbul kırmızıdır. Kırmızıda kırmızılığını aşktan alır elbette. Aşk olan yerler İstanbul’da camilerdir, kiliselerdir.

O manada İstanbul’dan merhaba olsun, İstanbul’dan aşk olsun...

-->