Büyükçekmece'ye Bakış!

Büyükçekmece

Türkiye'yi batıdan doğuya boydan boya bağlayan D-100 karayolunun ortasından geçtiği Büyükçekmece...

Meşhur Devebağırtan Yokuşu ile başlayıp, sayfiye havasında alçak katlı evlerin, kırların arasından devam ederek, Silivri sınırı ile son bulur. İlçenin kuzeyinde Çatalca ve Arnavutköy İlçeleri, doğusunda Esenyurt İlçesi, güneyinde Beylikdüzü İlçesi ve Marmara Denizi, batısında ise Silivri İlçesi bulunmaktadır.

Büyükçekmece İlçesi, İstanbul'un en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde, uzun bir süre boyunca bir geçiş yolu ve tarım bölgesi olarak kullanılmıştır. Tarihi M.Ö.7.yüzyıla dayanmaktadır. Bu dönemde Büyükçekmece’yi Helenlerin kurduğu tahmin edilmektedir. Büyükçekmece tarihi incelendiğinde M.Ö. 2 yüzyılda Bizans İmparatorluğu egemenliği altına girdiği görülmektedir. O dönemde Büyükçekmece, Athyra ismi ile anılmıştır.

BüyükçekmeceBüyükçekmece’nin Osmanlı hakimiyeti altına girmesi, İstanbul’un fethi ile gerçekleşmiştir. Bu dönemde bölge konaklama yeri olarak kullanıldığı için çok yerleşim olmamıştır. Bölgeye yoğun yerleşimler, 1829 Osmanlı – Rus savaşının hemen ardından başlamıştır. Bölge 1876 yılında Çatalca Sancağı’na bağlanmıştır. 1926’da ise Çatalca’ya bağlı bir bucak olarak ilan edilmiştir. Bağımsız bir ilçe haline gelmesi ise 1987 yılında gerçekleşmiştir.

İstanbul'un daha çok merkez ilçelerinde gözlemleyebildiğimiz tarihi dokuyu, şehir merkezine bu kadar uzaklıkta olan bir yerde de görebiliyor olmamızın sebebi  şüphesiz ki ilçenin Osmanlı Dönemi'nde Mimar Sinan elinin değmiş olduğu ''Üç Sinan Eseri''dir.

bçekmeceGünümüzde de hala isimlerinin içlerinde yeralan göllerin büyüklüğünden alarak konulduğu yanılgısı devam etmekte olan Küçükçekmece ve Büyükçekmece aslında göllerin etrafını çevreleyen ovanın büyüklüğüne göre isimlerini almışlardır. Osmanlı Dönemi'nde İstanbul-Edirne arasındaki tek büyük yol üzerinde yeralan ve denize birer kanal ile bağlanmış olan bu iki gölde köprü olmadığı için orduların ve kervanların geçişi hem çok zor olur hem de günlerce sürerdi. Göl batağına kalın kazıklar çakılır ve aralarına gerilen kalın halatlarla sallar çekilerek; atların, develerin, topların, askerlerin geçişi sağlanırdı. Salcıların halatları çeke çeke, salı kanalın bir yakasından öteki yakasına çekmesiyle oluşan bu eylem, iki gölün geçitlerine ''Küçükçekmece'' ve ''Büyükçekmece'' isimlerinin verilmesine de vesile olmuştur.

Kanuni Sultan Süleyman'ın ordu ve kervansarayların geçişini kolaylaştırmak amacıyla yaptırdığı "Üç Sinan" yapısından en görkemlisi olan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü yani Büyükçekmece Köprüsü, günümüze ulaşan muhteşem bir mimari örneğidir. Mimar Sinan’ın ustalığını ve hatta dehasını gösteren bu yapı, mimarisi ve çok geniş bir arazi üzerinde kurulmuş olması bakımından da Osmanlı mimarisinin göz kamaştırıcı bir anıtıdır. Batıdan kara yoluyla gelirken bu köprünün üstünden geçen bütün yabancı seyyahlar seyahatnamelerinde bu mimari şaheserden hayranlıkla bahsederler. Osmanlı döneminde Rumeli’ye yapılan seferlerin çoğu bu köprü üzerinden geçilerek gerçekleşmiş, 1877 Osmanlı-Rus, 1912 Balkan savaşlarında bozguna uğrayan ordunun bu köprü üzerinden dönüşü de hazin bir hatıra olmuştur. Bugün tüm ihtişamıyla yerinde olan bu köprü sadece Büyükçekmece'nin değil İstanbul'un en önemli Mimar Sinan eserlerinden biri olarak yerini korumaktadır.

bçekmece

Osmanlı mimarisini yansıtan Sokullu Mehmet Paşa Camii, 1567 yılında Sokullu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır ve ilçenin ''Üç Sinan'' eserinden biridir.

Diğer eser ise; çatısının orjinali kurşun ile kaplı olduğundan dolayı Kurşunlu Han olarak da anılan Sultan Süleyman Kervansarayı'dır. 1566 yılında yaptırılan Han; kesme taştan yapılan ve  48 metre uzunluğunda yeralan Asya Avrupa ticaret yolu üzerindeki önemli konaklama yerlerinden biridir.

bçekmece

Büyükçekmece ilçesi aynı zamanda 25 kilometre uzunluğunda olan  kıyı şeridi ile,İstanbul'da  güzel bir bahar ya da yaz gününde günübirlik tatil yapıp keyifli vakit geçirebileceğiniz yerlerden biridir. Albatros'tan başlayan sahil hattı; Kordon Boyu, Mimar Sinan Yat Limanı, Güzelce, Kamiloba, Celaliye sahillerini de içine alarak çok geniş bir alanda hem denize girme hem de kafe ve restorantlarında keyifli yemek yemek fırsatı sunarak güzel vakit geçirmek imkanı sağlamaktadır.

-->