İstanbul’un Sancaktepe ilçesinin Samandıra beldesinde yer alan Damatris Sarayı, tarihe tanıklık eden çok özel yapılardan bir tanesi.
Saray, Bizans İmparatoru II. Tiberius ve Maurikios tarafından 6. yüzyılda inşa edilmiş. Zamanda yolculuk henüz mümkün olmasa da tarihsel geçmişi oldukça fazla olan bu saray, kendimizi geçmişin koridorlarında bulmamızı sağlıyor. Mitolojilere konu olan tarım ve bereket tanrıçası “Demeter” için yaptırılan benzersiz saray, tarihte gerilere gitmemizi sağlıyor.
Kafamızı gökyüzüne çevirdiğimizde ve aldığımızda elimize teleskopumuzu, milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki yıldızlara, gezegenlere ve galaksilere baktığımızda; geçmişin izlerini görürüz. Çok çok uzaklardaki yıldız veya gezegenler, geçmişteki hallerini gösterir bize. Güneşe baktığımızda bile onun geçmişi bizim şimdimizdir. Tarihi dokusuyla yıllara meydan okuyan yapılar da aynı hissi verir. Geçmişe yolculuğun “en estetik hali”dir onlar.
Eşsiz Görünüme Sahip Damatris Sarayı Özellikleri
Günümüze kadar gelen kalıntılarından çok daha geniş bir alana yayıldığı düşünülen saray, farklı alanları bünyesinde barındırıyor. Erken Bizans döneminden günümüze ulaşan sarayın kileri, ahırı, sarnıç gibi alanları bulunduğu düşünülüyor. Bunun yanı sıra büyükçe bir taht salonuna sahip olduğunu da yapılan çalışmalar sonucunda söyleyebiliriz. Ayrıca dini işleve sahip alanlarının toprak altında kaldığı da ifade ediliyor.
Sarayın mimari yapısı oldukça dikkat çekicidir. Genellikle 35-40 cm’lik boyutlardaki kare biçimli tuğlalardan yapılan sarayın duvarı, almaşık sıralarla oluşturulmuş. Duvar inşasında tuğlanın yanı sıra taş kullanıldığı da göze çarpıyor. Mitolojinin çok önemli ögelerini de bünyesinde barındırdığından sarayın hem dönemin sosyal yaşantısı hem de kültürel ögelerini anlama konusunda bir hayli önemli bir paya sahip olduğunu belirtmek mümkün.
Sarayın konumlandığı belde olan Samandıra o dönemlerde yabani hayvan çeşitliliğinin yoğun bir şekilde bulunduğu alanlardan bir tanesi. Bu nedenle bölge, özellikle Bizans imparatorlarının ilgisini çeken sayfiye alanları olarak değer görmüş. Tam da bu nedenlerle saray buraya yapılmış. Ayrıca çeşitli araştırmacıların açıklamalarına göre saray, II. Tiberius ve Mavrikios zamanında yazlık saray olarak inşa edilmiş. Öyle ki çeşitli dönemlerde imparator ailesi tarafından bile kullanılmış. Bu durum, sarayın çevresinde kısa bir gezintinin bile bizleri heyecanlandırmasını sağlıyor. Şu anda yollarında kayıtsızca yürüsek de saray, tarihin büyüsünü üzerinde taşıyor.
Çevresinde ormanlık alanların bulunması, Samandıra’nın av partilerinin de güzergahı olmasını sağlamış. İşte Samandıra sınırları içerisinde yer alan Damatris Sarayı, sizlere bir tarih sunuyor. Sarayın temel işlevinin yanı sıra farklı işlevlerde de kullanıldığı yapılan araştırmalar ile ortaya çıkarılmış durumda. Bizans ordusunun Doğu’ya yaptığı seferlerde bölgenin konaklama yeri olarak da kullanılması, bölgenin seferlerde önemli bir güzergâh olduğunu da anlamamıza katkıda bulunuyor. Ayrıca 1296 yılındaki büyük İstanbul depremden sonra Sancaktepe, Roma İmparatorluğu’na 3 ay başkent olmuş. Sarayın yer aldığı bölgenin bu anlamda da çok önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Bizans İmparatorluğuna ev sahipliği yapan Damatris Sarayı, Osmanlı döneminde de varlığını sürdürmüş. Samandıra, Abdurrahman Gazi adlı bir Osmanlı komutanı tarafından zapt edilmiş. Abdurrahman Gazi, aynı zamanda Aydos kalesini de kuşatan isimdir. Bu durum, muhteşem bir sarayın kalıntılarının yer aldığı bölgeye nazlı nazlı bakmamızı sağlıyor.
Saray, Osmanlı komutanı tarafından zapt edilse de yıllar sonra kontrolsüz yapılaşma nedeniyle harabeye dönmüş durumda. Şu anda bakımsız bir şekilde başta iklim şartlarına direnmeye devam eden Damatris Sarayı, tarihe tanıklık eden çok özel bir yapı.
Yolunuz Samandıra’ya düşerse, uzaktan da olsa benzersiz sarayın yıkıntılarına bakın derim. İstanbul’un tarihini anlama konusunda çok büyük ipuçlarına sahip yapı, geçmişin ayak izlerine ev sahipliği yapıyor.
Ne yazık ki saraya dair yapılan çalışmalar çok sınırlı. Bu nedenle sarayla ilgili bilgilerimiz de çok az. Oysa incelenmeye değer yapılardan bir tanesi. Almaşık tuğla ve taş sıralarından meydana gelen duvarlarıyla Damatris Sarayı, bizlere benzersizliğini sunmaya devam ediyor.
Saray kalıntılarının bulunduğu bölgenin 2001 yılında arkeolojik sit alanı ilan edilerek koruma altına alınması, biraz önceki hüznümüzü de biraz olsun yatıştırıyor. Korunan bir kültürel miras olan saraya dair belki de ilerleyen dönemlerde restorasyon çalışmaları yapılır. Bu umut bile keyfimizi yerine getirmeye yetiyor.
Kaynak :
Sancaktepe İlçesi Damatris Sarayı Kazıları Çalışma Yöntemi ve Çalışma Süresine İlişkin Rapor - Prof. Dr. T. Engin Akyürek
Damatris Sarayı’nın Yapı Taşları, Sıva ve Harclarının Petrografisi, Makale, Prof.Dr. Sinan Öngen