Fotoğraf: Bilge Serdar Samanlı
13. Yüzyıl’da (1207-1273) Anadolu’da yaşamış olan Fars ilahiyatçı Mevlâna Celaleddin Rumi, 17 Aralık tarihinde vefat etmiştir. Bu yüzden her yıl 17 Aralık tarihinde Şeb-i Arus etkinlikleri düzenlenir.
Bu yılki 17 Aralık 2022 ise Mevlana’nın vefatının 749. Yıldönümü olduğundan, Eyüp Bahariye Mevlevihanesi hakkında yazmak istiyorum.
Mevlevihane, Mevlâna Celaleddin Rumi’nin düşünceleri üzerine gelişmiş olan Mevlevi tarikatına ait tekkelere verilen addır. Bir külliye biçiminde planlanmış olan mevlevihanelerin merkezinde semahane, çevresinde ise türbe, mezarlık, mescit gibi yapılar bulunurdu. Mevlevi hareketinin merkezi Konya olduğundan en büyük mevlevihane de Konya’da bulunmakta idi. Zaman içinde 100’e ulaşan mevlevihanelerin sayısı, Osmanlı’nın küçülmeye başlaması ile düşüşe geçer, mevlevihanelerin kapatıldığı 1925 yılına kadar 82’e iner.
İstanbul’da kurulan ilk Mevlevihane 1491 yılında kurulmuş olan Galata Mevlevihanesi’dir. Şu anda müze olarak kullanılmaktadır. Galata Mevlevihanesi’ni sırayla Kasımpaşa, Yenikapı ve Beşiktaş (bugünkü Eyüp Bahariye) Mevlevihaneleri takip etmiştir.
Fotoğraf: Bilge Serdar Samanlı
Bahariye Mevlevihanesi, 1613 yılında, Sadrazam Ohrili Hüseyin Paşa tarafından Beşiktaş’ta kurulmuştur. Bugün Çırağan Sarayı’nın bulunduğu yerde kurulan ve ilk şeyhi Ağazade Mehmet Dede olan mevlevihanenin o zamanki adı Beşiktaş Mevlevihanesi idi.
Bu mevlevihanenin kuruluşunun ilginç bir öyküsü vardır: Bir Kaptan-ı Derya olan Ohrili Hüseyin Paşa, Akdeniz dönüşü Gelibolu’ya uğrar ancak Gelibolu Mevlevihanesi Şeyhi Ağazade Mehmet Dede’yi ziyaret etmeyi unutur. Gelibolu’dan İstanbul’a yola devam ederken bir fırtınaya yakalanır ve Gelibolu limanına geri döner. O sırada deniz sakinleşir ancak Ohrili Hüseyin Paşa İstanbul’a hareket edince fırtına tekrar şiddetlenir. Ohrili Hüseyin Paşa, Ağazade Mehmet Dede’yi ziyaret etmeyi unuttuğunu hatırlar ve fırtınaların da bu yüzden çıktığını düşünür. Derhal Mehmet Dede’yi ziyaret edip kusurunun bağışlanmasını diler. Karşılığında Mehmet Dede, Ohrili Hüseyin Paşa’ya bir daha asla fırtınayla karşılaşmayacağını söyler, ayrıca saraya damat olacağını bile müjdeler. Ohrili Hüseyin Paşa, İstanbul’a döndüğünde, gerçekten de sadrazamlığa yükselir ayrıca damatlık ona layık görülür. Bütün bunların Ağazade Mehmet Dede’nin kerameti sayesinde olduğuna inanan Ohrili Hüseyin Paşa, Ağazade Mehmet Dede’ye bir şükran borcu olarak, Beşiktaş Mevlevihanesi’ni yaptırır.
Beşiktaş Mevlevihanesi’nin kuruluşundan takriben 260 yıl sonra, Sultan Abdulaziz, mevlevihanenin bulunduğu yere Çırağan Sarayı’nı yaptırmak isteyince, Beşiktaş Mevlevihanesi’nin mevcut binası, 1867-68 yılları arasında yıkılır. İlk olarak Fındıklı semtindeki Karacehennem İbrahim Paşa Konağı’na geçici olarak yerleşen Mevlevihane, 1870 yılında inşa edilen Maçka Mevlevihanesi’ne taşınır. Fakat Maçka Mevlevihanesi de 1874 yılında, bugün İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi olarak kullanılan kışlanın inşası için yıktırılır. 1874-1877 yılları arasında, Beşiktaş Mevlevihanesi için Eyüp’ün Bahariye semtinde, bugünkü külliyesi inşa edilir. 1876 yılında tahta geçen Sultan II. Abdülhamid’in de Bahariye’deki Mevlevihane yerleşkesinin inşasına katkıda bulunduğu bilinmektedir. 2 Nisan 1877 yılında, bugün bildiğimiz yerde açılan Bahariye Mevlevihanesi’ne 1885 yılında ilk iki katı haremlik, üçüncü katı ise selamlık olan üç katlı ve 28 odalı bir meşruta eklenir. Haliç kıyısında olduğundan rutubete maruz kalıp zarar gören ahşap mevlevihane, 1910 yılında Sultan V. Mehmet Reşat’ın talimatı ile onarımdan geçer, 1910 Aralık ayında tekrardan açılır.
Mehmet Ziya Bey’in “İstanbul ve Boğaziçi” adlı eserinde şu açıklamalar yer almaktadır:
“Beşiktaş Mevlevihanesi'nin olduğu yere, Çırağan Sarayı yaptırıldığından tekke de yıktırıldı ve 1286 (senesi şevvalinin 22. çarşamba günü (22 Ocak 1870) Maçka'da bir mevlevihane inşa edilerek açıldı. Fakat beş sene sonra Maçka'da yıktırılan mevlevihanenin yerine bugün de mevcut olan kışla inşasına lüzum görüldüğünden tekke oradan da kaldırılmış idi.
1291 senesi zilhiccesinin 31. pazartesi günü (8 Şubat 1875) Bahariye Mevlevihanesi'nin temeli atılmış ve 1294 senesi R. evvelinin 18 çarşamba günü de (2 Nisan 1877) inşaat tamamlanarak açılış merasimi yapılmıştır. Daha sonra Sultan II. Abdülhamid 28 odalı bir harem dairesi yaptırmıştır." Mevlevihanenin yapımı sırasında, Beşiktaş Mevlevihanesi ilk defa Bahariye'de Hatab Emini (Sarayın odununu temin eden) Mustafa ve Hüseyin Efendiler ‘in yalılarına yerleştirilmiş ve büyük salonda semahane yapılmış idi. Bu nakil sırasında Hüseyin Fahreddin Dede Efendi şeyh idi.” (1)
25 Ekim 1925 tarihinde, tekke ve zaviyelerin kapatılması kapsamında Eyüp Bahariye Mevlevihanesi’nin de kapısına kilit vurulur. Bu arada, mevlevihanenin arazisi hakkında şeyh ailesi ile hazine ve vakıflar arasında ortaya çıkan bir dava sonucunda, 1935 yılında mevlevihanenin semahanesi yıkılır. Haremlik binası da 1938 yılında yanar. 1960’lı yıllarda Bahariye Mevlevihanesi’nin arazisi fabrikaların istilasına uğrar, önce bir tuğla fabrikası, sonra da bir mensucat fabrikası kurulur. Mevlevihanedeki 20 adet mezar, Eyüp Mezarlığı veya Edirnekapı Şehitliği’ne nakledilir. 1980’li yıllarda, Haliç’teki fabrikalar İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılır ve Bahariye Mevlevihanesi’nden günümüze sadece mescit, cümle kapısından bir söve parçası, hamam duvarının bazı kalıntıları ile çoğu kırık olan bazı mezar taşları günümüze ulaşabilir.
2005 yılında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Eyüp Bahariye Mevlevihanesi’nin restorasyonu için ihaleye çıkar. 2010 yılında restorasyonu tamamlanan mevlevihane, İnsan ve Medeniyet Derneği’ne tahsis edilir.