Haliç'in Neşesi Feshane

1990’lar ve 2000’lerde sizi Haliç kıyısına bırakacak olsaydık, Feshane’den esen kültürel ve neşeli hava, kesinlikle sizi kendine çekerdi. Bu değerli mekanın kuruluş öyküsü ise sizleri biraz şaşırtabilir, haydi bir göz atalım!

Feshane, 1835-1839 yılları arasında, Yeniçerilerin ortadan kaldırılmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni askeri teşkilatın üniforma ve fes ihtiyacını karşılamak amacıyla kuruldu. Sadece fes değil, yün, keçe, kumaş ve halı üretimleri de yapılıyordu. Hatta bu kumaş ve fesler o kadar etkileyiciydi ki, Chicago’daki uluslararası fuarda ödül almıştı. Fakat ilerleyen yıllarda Osmanlı Devleti, askeri üniformalarını Avusturya’dan temin etmeye başlayınca Feshane sadece fes üretimi ile ilgilendi. Böylece adı “Feshane-i Amire” oldu.

feshaneFeshane, Türkiye’de kadınların sosyal ve iş hayatına katılmasına da önayak olan nadide yerlerden birisidir.

1939 yılında fes üretimini durdurarak Sümerbank Defterdar Fabrikası adını aldı.

1953 yılına gelindiğinde fabrikada tam 389 kadın işçi bulunuyordu. Türk toplumunda artık kadınların da iş hayatına girdiğini göstermesi açısından çok önemli bir konumdaydı.

1992-1998 yılları arasında ise İBB tarafından çağdaş el sanatları müzesi olarak kullanıldı. Haliç’teki suların yükselmesiyle birlikte Feshane kullanılmaz hale geldi. 1998 yılında yapılan restorasyon ile birlikte kültür merkezi mahiyeti kazandı. İşte Feshane, altın çağını bu dönemde yaşadı.

90’lı yılların sonundan itibaren kültürel etkinlikler için kullanılan Feshane; konser, fasıl, tiyatro gösterileri, ramazan şenlikleri ve lunaparkı ile İstanbul ve Haliç’in eşsiz bir değeri haline geldi.

feshaneÖzellikle Ramazan ayında cıvıl cıvıl olurdu Feshane. Her yaştan insan, Ramazan coşkusunu Feshane’nin her bir köşesine yayardı. Çocuklar ellerinde elma şekerleri ile köşe bucak koştururdu Feshane’yi. En sevilen sahne oyunlarımızdan olan Karagöz ile Hacivat oynanırdı. Çeşit çeşit çadırlar kurulurdu. Çadırların içinde Osmanlı yaşam tarzını deneyimleyebileceğimiz her türlü imgeye rastlardık. İnsanlar içeriye girip, çeşitli yemeklerden tadıp, dinlenirlerdi. O leziz çaylarının tadı ise hala damağımda diyebilirim. Kısacası Feshane, Ramazan ayını iliklerine kadar yaşardı!

feshaneKüçük ziyaretçilerinin gözdesi ise tabii ki lunapark oluyordu. Çocuklar adımını attığı anda kendini harikalar diyarında bulurdu. Çarpışan arabalara binmek için yerlerinde duramayan çocuklar, bindikleri anda ise gözlerinin dönme dolap ve atlı karıncaya kaymasını engelleyemezdi.

Bir ailenin her ferdini mutlu ve huzurlu hissettirebilme kapasitesine sahip ender yerlerdendi Feshane!

Feshane, İstanbul’un sanat ve kültür sorumluluğunu da birçok etkinlik ile üstlendi. İçinde sayısız fuar, organizasyon, toplantı, seminer, gala, davet ve sergi düzenlendi. İstanbul sakinlerine kültür sanat sevgisini birçok kez aşıladı.

feshaneBu muhteşem yapının mimarisinden ve tasarımından söz etmeden geçmek ise olmaz. Pembe renkli duvarları ile Feshane, insanın içini bahar neşesiyle doldururdu. Yeşil alanlarla desteklenmiş tarihi yapısıyla Haliç'e can verirdi. Feshane'nin Haliç’e açılan iskelesi ise ona ayrı bir kıymet katardı. Binanın dış cephesindeki en dikkat çekici kısım ise “Cümle kapısı” idi. Osmanlı mimarisinin kapı ve giriş tasarımlarının eşsizliğinden İstanbul Üniversitesi ve Topkapı sarayı gibi, Feshane de nasibini almıştı.

Feshane, süreç içerisinde ağır tahribatlar gördü. Sonuçtaİstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehrin ilk sanayi kuruluşu olan Feshaneyi restore edip kente yeniden kazandırmak için çalışmalara başladı.

Feshane’nin yeni görevi: İstanbul Tasavvuf Müzesi

İBB, Feshane’yi restore edip, bir Tasavvuf müzesine dönüştürmek için çalışmalarını sürdürüyor. Müzede, hem tasavvufun kendi yolculuğunu anlatmak, hem de İstanbul’un tasavvuf geçmişine değinmek istiyorMüzede yapılacak sergiler sayesinde, Tasavvuf öğretisinin sanatsal ve kültürel açıdan ziyaretçilere anlatılması amaçlanıyor.

feshaneAyrıca, kentin tasavvuf konusundaki hafızasını ortaya koyacak nitelikli bir araştırma kütüphanesi de kurulması planlanıyor. Böylece İBB koleksiyonunda bulunan tasavvufla ilgili kitap, belge ve dokümanlar hem araştırmacıların hem de tasavvufa ilgi duyan okurların hizmetine sunulacak.

 

Sosyal kimliğini geri kazanacak!

Feshane'nin Haliç kıyısında da düzenlemeler yapılması amaçlanıyor. Ziyaretçilerin Haliç'in keyfini çıkarmaları için kıyı bölümüne sosyal alanlar yapılacak. Bu alanda ziyaretçiler haliç manzarası eşliğinde sosyalleşebilecekler.

Tüm bu zengin tarihi ve kültürel mirası ile Feshane, çeşitli görevleri üstlenerek İstanbul’un en nadide miraslarından biri olmayı sürdürüyor. Tüm değerli okurlarımıza, bu eşsiz yapıyı ziyaret etmeyi öneriyorum. Umarım anlattığım her hikayeden bir esinti ile karşılaşırsınız!

 

-->