İstanbul'un Süsleri: Yokuş ve Merdivenler

İstanbul'un YokuşlarıFotoğraf: Nevin Azakoğlu

İstanbul Gönüllüsü fotoğraf sanatçısı arkadaşlarımız, güzel şehrimizin farklı semtlerindeki yokuş ve merdivenlerini çekip görsel arşiv dosyalarımıza yüklerken karşımıza bu konuda yazılmış beklenmedik bir kitap çıktı! Tam da bu adı taşıyordu:

"İstanbul'un Yokuş ve Merdivenleri"

Yazarı ise geçtiğimiz ay 104 yaşında kaybettiğimiz asırlık çınarlarımızdan, gerçek bir İstanbullu, saygın devlet adamı, yazar ve tarihçi Cahit Kayra idi.

Bizler fotoğraf peşinde koşarken bir yandan düşünüyorduk; İstanbul’da yaşayıp da yokuşlarından yahut merdivenlerinden inip çıkmayan kimse var mıdır? Tepeler üzerine yayılan şu kentin aniden beliren manzara heyecanını tatmayan ya da yorgun düşüp yakınmayan bir İstanbullu? En eski semtlerinden, en yeni ilçesine kimi rengârenk boyalı, kimi grafitti desenli, kimi eski Arnavut kaldırımlı, kimi yepyeni asfaltlı yokuş ya da merdiveniyle burun buruna yaşamayanı olabilir mi?

Yokuş ve MerdivenlerFotoğraf: Orhan Ölmez

Cahit Kayra uzun yıllar boyu bu özgün niteliğin keyfine varmanın içtenliği ile kitabını hazırlamış, dinleyin bakın, ne diyor;

.. “Her kentin bir mantığı vardır. Ben İstanbul’un dağınık, ilkel ve sevecen mantığını severim. Bu sıradan değil, bana göre anlamlı bir ilkelliktir. Batının cetvelle çizilmiş, simetrik yolları bana güçten, zenginlikten başka bir şey anlatmaz. O ruhsuz düzen içinde, yalnız, tek başına vahşi bir ortamda yolunu arayan ve bulamayan bir insan gibi duyumsarım kendimi. Hayal kuramam oralarda. İstanbul’da ise şairin dediği gibi bir eski zaman mahallesinde, taş toprak harap bir merdivenden yokuş yukarı ağır çıkarken dalıp gittiğim düşler dünyası yaşamın ta kendisidir benim için. Yaşam, gerçek yaşam sanki yalnız o yollardadır.

İstanbul bu inişli yokuşlu yollarıyla, bir büyük caddeden bir başkasına uzanan yokuşları ya da bir yolun başladığı yerden yamaçlara tırmanan merdivenleriyle bir bahçe halısı gibidir. Batının sanayi canavarlarının örgüsünü yansıtan, bir ucundan öteki ucu görülen geniş caddeleri bana korku verir. Ben yokuşsuz merdivensiz bir dünyada, her yanı düzenle oluşturulmuş bir kentte, kendimi oraya hapsedilmiş gibi duyumsarım. İstanbul’da ise özgürüm.

Cihangir’in, Ayaspaşa’nın ya da Sarıyer’in yokuşlarından, o yokuşlar arasında karşınıza çıkan merdivenlerden çıkarken o günkü ruhsal durumunuza göre, hüzünlerin ya da sevinçlerin havası yaşamınıza girer. Gürültülü caddelerin üstünüze doğru gelirmişcesine büyük taş yapıların, kızgın, aceleci ve koşuşan insanların dünyasından sonra bu yokuşlar ve merdivenler sizin için bir hayal alemi gibidir. Boş, sessiz bir yolda, bir sonbahar akşamının hüznü kadar insanı günlük dünyasından çekip hayal alemlerine götürecek daha güçlü ne olabilir? “  ..                

Yokuş ve MerdivenlerFotoğraf: Özlem Güngör

Cahit Kayra böyle şiirsel bir anlatımla yola koyulduğu kitabını özellikle tarihi ilçeleri kapsayan şu başlıklar altında toparlamış:

İstanbul, Yokuşlar ve Merdivenler,

Eminönü, Fatih, Beyoğlu, Beşiktaş, Sarıyer, Beykoz ve Anadolu Yakası, Üsküdar ve Ötekiler.

Yazar okurunu hem yokuşları, merdivenleriyle semtler arasında gezdiriyor hem de kitabının yeni araştırma ve düzenlemelere zemin oluşturmasını istiyor. Bu kitabı yazmadaki amacının “kentin güzelliğini ortaya çıkaracak” çalışmalara ilham vermek olduğunu satır aralarından anlıyoruz;

... “Biz Mimar değiliz. Konulara ve sorunlara kuru, açık vermeyen akılcılıkla değil, duygusal heyecanlarla yaklaşıyoruz. Bu bakımdan yokuşlara ve merdivenlere ilişkin yargılarımız naif nitelikte olabilir. Ne olursa olsun bize göre yokuşlar ve merdivenler İstanbul'un süsleridir. Kentin tekdüze sokaklarının birçoğu birbirine benzer ama benzer yokuşlar hemen hemen yok gibidir. Yokuşlar ve merdivenler, sokaklardan daha kişiliklidir. Söyleyecekleri, anlatacakları daha çok şeyler vardır. Yokuşlar ve Merdivenler üstüne yapılacak mimarlık çalışmaları ile kentin güzelliğini ortaya çıkarmak, kente yeni güzellikler katmak acaba çok yanlış bir düşünce mi? Burada artık bu çalışma ile ilgili genel görüşler ve yorumlar bölümünü kapatıyor ve okuru çeşitli semtlerdeki yokuşlar ve merdivenler üstüne görsel izlenimler verecek olan fotoğraflar ve bunlara ilişkin açıklamalar ile baş başa bırakmak istiyoruz.”...

Kitap sayfalarını çevirdikçe o günlerin görüntüleri ve anlatımı bizi zamanda gerilere doğru çekiyor. Ya ilginç adlar taşıyan kimi sokakları hatırlıyoruz; İnönü Stadyumu yanından Maçka’ya çıkan “Bayıldım Yokuşu”, Tophane’den İstiklal caddesine uzanan Kumbaracı Yokuşu, Eşek Anırtan Yokuşu gibi adıyla gülümseten yokuşlarını,  ya da tarihi özelliğin çağrıştırdıklarını.., örnekler çok; Rumelihisarı’na doğru çıkan Aşiyan Yokuşu, Çınaraltı’nın yanı başından uzanan Emirgan Yokuşu, Bebek’ten Etiler’e çıkan İnşirah Yokuşu, Beşiktaş sırtında Serencebey Yokuşu, Tahtakale’ye inen Mahmutpaşa Yokuşu, Ortaköy’den yukarıya Portakal Yokuşu, Üsküdar Valide-i Atik’te bulunan en dik yokuşlardan biri Çınarlı Tekke sokak yokuşu...

Yokuş ve MerdivenlerFotoğraf: Orhan Ölmez

Bir de yokuşlarımız kadar dik merdivenlerimiz var; Galata’daki Art Nuvo estetiğini taşıyan Kamondo Merdivenleri ile başlayalım, Ayvansaray’da Tekfur Sarayına yakın Hasan Hüseyin yokuş merdivenleri, Balat’ta Merdivenli Mektep Sokak, Kuzguncuk’ta 102 basamak merdiveniyle Bereketli Sokak...  Ve listemiz uzayıp gidiyor. Fotoğraf sanatçılarımızın çektiği kareler ise bizi yeniden günümüze getiriyor. Peki, siz bir İstanbullu olarak bu listeye nereleri eklerdiniz?

Cahit Kayra anısına hazırladığımız bu “Şehrini Tanı” yazımızı kitabının önsözü ile bitirmek isteriz.

 ..“Yokuşlar ve Merdivenler' üstüne bir çalışma yapmayı bana eşim önerdi. Büyükşehir Kültür İşleri Başkanı Hilmi Yavuz konuyu ilginç buldu, destekledi. Bütün çalışmalarımda yardımlarını esirgemeyen emekli harita albayı ve yazar Orhan Bayrak'ın, şaşırtıcı bir kitap koleksiyoncusu, arşivci ve bilgi hazinesi olan değerli Erol Üyepazarcı'nın önerileri oldu, emekleri geçti. Ersen Gürsel, mimarlık konusunda yardım etti; hepsine içtenlikle ve sevgiyle teşekkür ediyorum. Bu çalışmalara başladıktan sonra zamanla konuya daha çok ilgi duydum. Giderek, hazırlamaya çalıştığım kitapla aramda bir özdeşleşme, bir soyut sevgi oluştu. Yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalıştım. Ama sevgiyle yaptım ve safça bir sevinçle bir görevi yerine getirmiş olmanın heyecanını yaşadım. Okurlarımdan kusurlarımın bağışlanmasını diliyorum.

Cahit Kayra

Aralık 1991”...

* İstanbul'un Yokuş ve Merdivenleri, Cahit Kayra, Sel yayıncılık, 2003

Yokuş ve MerdivenlerFotoğraf: Gülen Erendağ

Cahit Kayra 1917 İstanbul doğumlu. 1935'te Özel Boğaziçi Lisesi'nden. 1938'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye bölümünden mezun oldu. 1973 yılında Ankara milletvekili seçildi; 1974 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yaptı. Emekli olmadan önceki dönemde mesleki kitaplar yazdı. Bodrum Üzerine Çeşitlemeler, Romantik Bir Karga, Eda Hanım'ın Kırmızı Kedileri, Çuhadar İlyas Ağa'nın Anıları, Eski İstanbul'un Eski Haritaları, İstanbul: Zamanlar ve Mekânlar , Sevr Dosyası, 38 Kuşağı, Telefon Defteri, Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü, Masal, gibi yapıtları ve araştırma kitapları bulunmaktadır

Metin: Serap Başol

Mart 2021

Yokuş ve MerdivenlerFotoğraf: Nevin Azakoğlu

-->