Japon Bahçesi ve Anneler Günü

Japon Bahçesi

Şu güzel Mayıs ayında sizlerle Rumelihisarı’nın ötesine, Baltalimanı’nın beklenmedik bir köşesine, etrafı duvarla çevrili adeta gizli bir bahçeye gidelim.

Giriş kapısında Baltalimanı Japon Bahçesi yazılı ahşap levhanın altından geçip bambaşka bir ortama adım atalım. Kültür geleneğini yansıtan dokusu, dikkati hemen çeken sadeliği, gözleri dinlendiren netlik, sanki bahçe tüm doğallığıyla kendiliğinden oradaymış hissi, aslında içine özenle yerleştirilmiş temel ögelerinden kaynaklanır.

Çalı ve ağaçlardan oluşan arka plan çakıllı geniş bir alana açılır. Bahçenin içine doğru yürüdüğünüzde görülen küçük bir tepe, sesi ve sürekli akışıyla canlılık getiren minik bir şelale, mekânın merkezinde suyun biriktiği bir gölet, ortama derinlik katan iri kayalar, akan suyun içine yerleştirilmiş üstüne basıp atlayabildiğiniz taşlar, ahşap bir köprü, oturup tadı çıkarılacak bir çardak, gizli köşelere sınır olan bambu çitler, bu zarif gezinti bahçesinin güzelliğini içimize yayar.

Japon BahçesiBeklenmedik noktalarda karşımıza çıkan oyma taş fenerler sağlamlık hissi verir. Tek katlı, tipik çay odası yere kadar camların ardından bize gülümser. İkili üçlü gruplar halinde dikilmiş ağaç ve çiçekli bitkiler her mevsim büründükleri renk çeşitlemeleriyle gözümüzü okşar. Nisan ayında açmış bembeyaz çiçekli dallar, pembe saray manolyası, sarı katırtırnakları ve kırmızı kamelyalar göz doldurur. Nisan sonuna doğru açan Japon kiraz ağacı Sakuralar, duvarlar boyunca dizili olduğundan katmerli pembe çiçekleri dışarıdan bile çok güzel görünür. Üç mevsim yeşil ağaçlar, gölgeli serinlik sağlar. Kasım ayında sarı-kızıl tonlardaki küçük yapraklarıyla Japon akçaağacı sonbaharı zerafetle uğurlatır. Şimdi biz Japon bahçe kültürünün tüm özelliklerini barındıran bu bahçeye hayran kalmayalım da ne yapalım?

İnsan ruhunun yüksek duygularını, doğanın eşsiz güzelliği ile buluşturmayı hedeflemiş Japon bahçesi, ülkesinin derin kültürünü, felsefesini yansıtan bir uygulama olarak; Japonya ile Türkiye’nin iş birliğiyle kentimize armağandır. Hikâyenin başlangıcı, İstanbul ile Şimonoseki’nin Boğaz manzaralarının benzerliği nedeniyle birbirini kardeş şehir ilan ettikleri 1972 yılına uzanır. Aradan geçen zamanda, İstanbul kardeş kentine lale soğanları hediye eder. 2003’te yapılan, 2015 Kasım ayında her iki ülkenin iş birliğiyle onarılan Baltalimanı Japon Bahçesi, etkileyici haliyle yeniden doğar. Japonya İstanbul Başkonsolosluğu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi dostluk ve iş birliği içinde herkes tarafından sevilecek bir bahçe olması için ortak çalışmalarını sürdürür.

Japon BahçesiBahçede bulunan Onarım Projesi kitabesi, granit iri blok taş içine yerleştirilmiş levhada yazılıdır: “Baltalimanı Japon Bahçesi Shimonoseki Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki dostluk bağının simgesidir. Bu bahçenin onarımı, sadece iki şehrin değil, Japonya ve Türkiye arasında daha yakın ilişkilerin tesis edilmesi, dileğiyle gerçekleştirilmiştir.” Altta katılımcı Japon firmalarının adları sıralanmıştır. 14 Kasım 2015 tarihlidir, Japonca ve Türkçedir.

29 Eylül 2012 tarihli resimli panoda ise iki kentin birbirine armağanı açıklanır: Şimonoseki Hinoyama Parkı, Türk Laleleri Bahçesi fotoğrafı altında; “Honşu ile Kyuşu’yu birbirine bağlayan Kanmon Köprüsü’ne bakan Türk Laleleri Bahçesi 2009’da İstanbul’dan hediye olarak gelen lale soğanlarıyla oluşturulmuştur. Her sene Nisan ayında iki şehir arasındaki sıcak duyguların simgesi olarak rengarenk çiçekler vermektedir” yazılıdır. Laleler arasından görünen, bizim boğaza ve köprüye gerçekten benzeyen bir fotoğraf karesi, hemen yanında İstanbul Boğaziçi’nin Fatih Köprüsü manzaralı yukarıdan çekilmiş fotoğrafı ve altında; “Medeniyetler beşiği İstanbul’da Asya ve Avrupa kıtalarını bağlayan Boğaziçi ve köprü manzarası, Kanmon Boğazı manzarası ile benzerlik göstermektedir” yazısını okuyup yeniden gülümseriz.

Japon BahçesiMayıs, ilk gününde işçi ve emekçilerin bahar esenliği içinde şarkılarını söylediği, biterken İstanbul’un fethinin heyecanla anıldığı özel bir aydır. Bilir misiniz ki Baltalimanı adını, İstanbul’un fethi sırasında Gelibolu’daki donanmayı hazırlayan ve kuşatma sırasında gemileri bu limana getirmeyi başaran Baltaoğlu Süleyman Bey’den alır, kendisi Osmanlı Devletinin ilk Kaptan-ı Deryasıdır.*

Bu güzel ayın ikinci Pazar günü ise iki heceli, yoğun duygulu yakınımız annelerimize adanmıştır. Onlara en güzel çiçekleri sunmak hepimizin arzusudur. Japon estetiğinin manifestosu sayılan Sakuralar, açtığında çevresine pembe sevinçler yayar. Görenlerin yüreğinde incecik taç yapraklarının kıvrımlı coşkusu hissedilir. Bugün tüm anneler o güzelliği görsün ve yüzleri gülsün isteriz. Çocukları için, gelecek için, yaşam için umutla dolsun anneler!

Başka çocukları, hayvanları, bitkileri, doğayı evlat edinen, yoksulları doyuran, ihtiyacı olanları şefkatle kollayan, değerli olan ne varsa merhametle kucaklayan ve  “Her Yerde Var Olan” o güzel gönüller kutlu olsun!

Metin-Fotoğraf: Serap Başol

*Ne demek İstanbul; Bebek, niye Bebek?, Önder Şenyapılı, ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayınları, 2003

-->