Kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olan el sanatları ve dokumalar içinde el emeği, göz nuru ile ilmek ilmek dokunan ve işlenen bir kültür değerimiz Şile bezi…
Memleketim, memleketim, memleketim,
ne kasketim kaldı senin ora işi
ne yollarını taşımış ayakkabım,
son mintanım da sırtımda paralandı çoktan,
Şile bezindendi.
Sen şimdi yalnız saçımın akında,
enfarktında yüreğimin,
alnımın çizgilerindesin memleketim,
memleketim,
memleketim...
Prag, 8 Nisan 958
Nazım Hikmet
İstanbul’un Karadeniz kıyısında konumlanmış, doğal güzellikleri ile öne çıkan, büyük kısmı kestane, kızılağaç ve akçaağaç ormanları ile kaplı, geniş kumsallarla bezenmiş ilçesi Şile’ye uzanıyoruz bugün…
Antik Çağ’dan günümüze kadar pek çok egemenliğin hüküm sürdüğü Şile’nin bizlere sunduğu kültürel miraslardan biri olan Şile bezi yaklaşık olarak 150 yıllık bir geçmişe sahip… İlk dokunmaya başladığı günden beri “düzen” adı verilen ahşap el dokuma tezgahlarında dokunmuş, sanayileşme ile birlikte köylerdeki el dokumacılığı azalmıştır. Günümüzde sayılı el dokuma tezgahları ve yarı otomatik tezgahlar (kara tezgah) ile devam etmektedir. 1920’lerden önce yün dokumacılığının da yaygın olduğu Şile’de 1920’li yıllardan itibaren ipek dokumacılığına geçilmiş, sonraki yıllarda maliyet unsuru nedeniyle keten ipliği ve 1936 yılında ketenciliğin yerini pamukçuluğa bırakmasıyla günümüzde bilinen şekli ile pamuk ipliği kullanılmıştır.
Dokuma işlemine hazırlık aşamasında pamuk ipliğine dayanıklılık ve kayganlık sağlamak amacıyla yapılan en gerekli aşamalardan olan “haşıl” işlemi, yumuşak olan pamuk ipliğinin sertleşmesini sağlarken aynı zamanda ipliğe hacim kazandırır. Haşıllanan çileler bobinlere sarılır ve çözgü çağlığına diziliir. Dokuma tezgâhında atkı olarak kullanılacak iplikler mekik içine yerleştirilecek masuralara sarılır ve dokuma yapılır. Şile bezi, bölgeye özgün pamuklu bir “bürümcük” dokumadır.
Dokuma sonrası geleneksel olarak Karadeniz’in az tuzlu sularında yıkanıp, kumda kurutulan bezler kumdaki iyot ve diğer mineralleri emerek dokumanın tok bir görüntü kazanmasını sağlar. Günümüz koşullarında deniz suyu kullanılarak yıkanır ve iplerde gerilerek kurutulur. İşte İstanbul’un ilk coğrafi işaretli* ürünü olan Şile bezi’ne bu ünvanı kazandıran etmenlerden biri bulunduğu coğrafyanın, denizin ve kumun bu dokunuşudur.
Şile bezi düz kumaş olarak ya da baskı ve el işlemeleriyle süslenerek, giysiler ve ev tekstil ürünlerinde kullanılır. Şile bezinden gecelikler, sabahlıklar, bluzlar, gömlekler, masa, sehpa örtüleri, namaz örtüleri, perdeler, mutfak önlükleri, keseler, lavanta torbaları yapılır.
Şile bezlerine işlenen motifler yöreye özgü hikayeleri nesilden nesile aktarır. En önemli ve en çok bilinen motiflerin başında Atatürk’ün Şile’ye ziyaretine özel olarak tasarlanmış olan “Gazi Sofrası” adlı motif gelir. Şileli kadınlar nazar, bereket, güzellik, aşk, ölümsüzlük gibi kavramları dokuma ve işlemelerle ifade ederler. Bu motifler halk arasında; “Çatlak kahve”, “Samatya”, “Galata köprüsü”, “Kartopu”, “Kabak çiçeği”, “Ciğer Deldi”, “Yasemin”, “Hanım yanağı” gibi değişik isimlerle anılır.
Şile bezine atfedilen değer, birçok şairin dizelerinde yer bulur.
Bedri Rahmi seslenir, Yerliyim yerli olmasına , ilmik ilmik, damar damar Yerliyim. ,Bir tutam Şile bezi gibi…
Nazım Hikmet memleket hasretiyle anar Şile bezini…
Şiirlerinde Türk kadınını cefakâr, çalışkan ve kahraman nitelikleriyle ön plana çıkaran Şükufe Nihal “Şile kadını” şiirinde Şile bezinin bu çok emek isteyen üretimini ve dokumasını Şile kadınının yaşam mücadelesine benzetir.
70li yıllar Şile bezinin altın çağıdır, bu yıllarda hippilerin Türkiye’yi ziyaretleri sırasında ilgilerini çeken ve ülkelerine dönerken yakınlarına hediye etme amaçlı satın aldıkları Şile bezinden giysiler, Avrupa’ya yayılır. Şile bezi, dokuması, hafif, doğal, nefes alan yapısıyla büyük bir ihracat kalemi haline gelir. 1971 yılında Batı Almanya, Fransa, Hollanda, İsviçre ve Amerika Birleşik Devletleri’ne yaklaşık olarak 30 milyon liralık Şile Bezi ihracatı yapılır. Moda tasarımcılarının koleksiyonlarında yer bulur.
80li yıllardan sonra sanayileşme ile birlikte geleneksel üretim etkilenmiş olsa da bugünlere gelindiğinde Şile Bezine ait dokuma kültürünün canlandırılması, tanıtılması, yerel üreticilere destek olmak adına Şile Bezi El Sanatları Merkezi, Enstitü İstanbul İsmek ( Meb sertifikalı Şile Bezi Dokuma eğitimleri ile ) ve Şile Bezini Yaşatma, Koruma ve Geliştirme Derneği faaliyette bulunuyor.
Uluslararası Şile Bezi Kültür ve Sanat Festivali 33 yıldır Temmuz- Ağustos aylarında Şile Bezi’nin meraklılarıyla buluştuğu defile ve dokuma organizasyonlarıyla Şile’de düzenleniyor.
Şile bezi kadın emeği ile hayat bulan bir kültürel miras... Hem Şile bezinin hem kadın emeğinin değerini onurlandırmak, kadınların el emeği ile üretilmiş nice nadide ürünü hayatımıza katmak için rotamızı 8-28 Temmuz tarihleri arasında Şile’de gerçekleşecek olan İstanbul Gönüllüleri Kadın Emeği Pazarı’na çeviriyoruz… Orada buluşmak üzere….
*Coğrafi işaret, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Türkiye'deki yöresel ürünlerin geleneksellik ve kalite bakımından değerlendirilmesi sonucu bu ürünlere verilen tescil işaretidir. Mahreç işareti ve menşe adı olmak üzere iki türü vardır
Kaynak:
Şile Bezini Yaşatma, Koruma ve Geliştirme Derneği
Geleneksel Şile Bezinin Günümüz Kadın Giysi Modasına Uyarlanması, Tez, Çisem Gürkan
DHA
Bölgenin Sesi