Reks; İstanbul halkı, ilk kez 1962 yılında tanışır bu sinemayla. Kökenleri, bu alanda yapılmış bir kiliseye kadar uzanır.
1873 yılında yıkılan kilisenin yerine Apollon Tiyatrosu inşa edilir. 1922 yılında Afife Jale ilk performansını burada verir. Zamanla tiyatro, sinemaya dönüşür ve ismi Hale Sineması olur. 1961 yılında Hale Sineması kapanır, bina yıkılır, yerine Reks yapılır. Reks, desteksiz, geniş sarmal merdiveni ve sokağa bakan büyük pencereli dış cephesi ile zamanın en modern mimari yapılarından birisidir. İstanbul’da yaşayan ve yolu Kadıköy’e düşen herkesin en az bir anısının olduğu bu sinema 2020 yılında kapanır.
Elhamra; Giustiniani tarafından yaptırılmış olan ve Fransız Tiyatrosu adı verilen bina, İstiklal Caddesi 320 numaradadır. 1831’de çıkan yangın bu yapıyı küle döndürür. Giustiniani bunun üzerine yeni bir bina yaptırır. Sekizer kişilik 26 locası, altın yaldızları, ön sıralardaki deri koltukları, zeminden balkona Kütahya çinileriyle kaplı duvarlar ve kolonları, kubbe şeklindeki tavanı, mavi ağırlıklı resimler yapılmış tavandan sarkan devasa bronz avizesi ile görkemli bir tiyatrodur bu. Bina 1920 yılında Arapzade Sait Bey tarafından satın alınır ve 1923’te Elhamra Sineması olarak kapılarını açar. M. Kemal Atatürk’ün de iki kez gelerek film izlediği Elhamra, 1999 yılında bir yangınla kullanılamaz hale gelir ve kapanır.
Dodo; ilk olarak 1598 yılında Hollandalı denizciler tarafından görülüp sözü edilmiştir. Özellikle Mauritius adasındaki Dodo’lar semboliktir. Dodolar, yaklaşık 1 metre boyunda ve 20 kilo ağırlığında uçamayan kuşlardır. Yerde yuvalanır ve meyvelerle beslenir. Mauritius adasında, diğer canlılarla uyum içinde yaşarlarken 15. yy sonlarında ada insanlar tarafından keşfedilmiş ve Dodolar en kolay avlanan hayvanlar olarak hemen benimsenmiştir. İnsanların adaya getirdiği diğer hayvanlar Dodoların yumurtalarını, insanların kendileri de Dodoları yer. Dodo soyu, 200 yılda tamamen tükenir. En son 1662 yılında görülen Dodoların sonuncuları da bu yıllarda hayata gözlerini kapatır. Yerine insanlar ev vs. yaparlar.
Emek; 1924 yılında Yeşilçam Sokağı No: 5’te Melek Sineması olarak kapılarını açar. Sinema, sahnenin iki tarafında yer alan art-nouveau ya da art-deco tarzında yapılan iki melek tablosundan dolayı bu adı alır. İki geniş fuayesi, iki yana açılan balkonu ve sosyetik buluşma mekânı haline gelen alt katı ile Melek Sineması, Avrupa’nın en çağdaş sinemalarından birisi olarak dikkat çeker. Gone with the Wind’in Türkiye’deki ilk gösterimi bu sinemada yapılır. Sinemanın da olduğu Cercle d’Orient bloğu 1957’de Emekli Sandığı’na satılır ve sinemanın adı Emek Sineması olarak değiştirilir. O zamandan itibaren de Beyoğlu’na film izlemeye gelenlerin kalbinde başka bir yere sahip olur. 2013 yılında, bir inşaat şirketi tarafından satın alınan bu bölgedeki tüm tarihi yapılar gibi Emek Sineması da yıkılır ve kapıları sonsuza dek kapanmış olur.
Lale; İstiklal Caddesi’ne Taksim yönünden girildiğinde hemen solda yer alan Lale Sineması’nın kuruluş yılı 1930’dur. Dar ve uzun koltuk bölümü ile diğer sinemalardan ayrı bir yapısı vardır. Karaköy’ün ünlü börekçisi Çeyrek Hasan’ın yaptırdığı binanın bir balkonu bulunur. 1974 yılına kadar sinemaseverlerin uğrak yerlerinden birisi olur. O yıl TRT’nin yayınları artınca sinemaya olan ilgi azalır ve Beyoğlu’nda sinema izleyicisi kalmaz. Afişlerinde “Sinema Feneri” denilen tekniği ilk kez kullanan Lale Sineması, bu dönemde hayata gözlerini kapatır. Yerine mağaza açılır.
Sine-Pop; 1943 yılında, Yeşilçam Sokak’ta Emek Sineması’nın hemen karşısında Ar Sineması ismiyle açılır. Uzun yıllar boyunca sinema sevenlerin uğrak mekanlarından birisi olur. Özen Film’in sahibi Mehmet Soyarslan sinemayı satın alarak ismini Sine-Pop olarak değiştirir. Caddedeki AVM inşaatı sırasında duvarlarda ve yerlerde çatlaklar olur. Sinema, Kasım 2012’de kapılarını kapatır. Yerine AVM açılır.
Liliwai; Gül familyasından çok küçük bir rozet bitkisidir. 6 ile 17 dikdörtgen yaprakçıktan oluşan çiçeğin boyu 5 ile 15 cm arasında değişir. Dağ bataklıklarında yetişen bu bitki, bölgeye gelen yabani domuzların etkileri, gelişimini sınırlandıracak mantar ya da nematod gibi patojenler ve mikro çevresel değişiklikler nedeni ile 1957 yılında yapraklarını bir daha açmamak üzere kapatır. Yerine mantarlar türer.
Atlas; İstiklal Caddesi’nde, adını verdiği Atlas Pasajı içindeki sinema İstanbul’un en büyük ve tarihi sinemalarından birisidir. Taş ve dökme demir kullanılarak karkas özelliklerde inşa edilmiş binanın mimari şekli tiyatro salonu olarak düzenlenir. Ancak zamanla sinemaya dönüşür. 1932’de geçirdiği büyük onarımın ardından eğlence ve sanat merkezi olarak tekrar kapılarını açar. 1948 yılında, 1860 kişilik kapasite, 35 loca ile Beyoğlu’nun en büyük sinemalarından birisi olarak Atlas Sineması açılır. 2021 yılında, mevcut koşullara baş edemeyerek kapılarını kapatır. Yerine “Sinema Müzesi” açılır.
Saray; 1913 yılında Gamo adıyla kurulur. Sonra Glorya adını alır ve 1930’lu yıllarda Saray Sineması olur. Geniş fuayesi ile oldukça dikkat çeken sinema, İstiklal Caddesi üzerindedir. Zamanla sinema, AVM yapan inşaat firmasına satılır. Daha sonra yıkılarak yerine AVM yapılır.
Alageyik; Yağmurca olarak da bilinen, geyikgiller familyasından olan, kürek boynuzlu ve benekli bir geyik türüdür. Dünyada en saf yabani alageyiklerin bulunduğu tek yer Antalya’dır. Ürkektirler, yaşam süreleri 12 yıl kadardır. Koruma çalışmalarına 1966 yılında başlanmış o zaman 7 tane kalan geyikler 300-400 adete kadar çıkmıştır. Doğal alanlarına bırakılan alageyiklerin çoğaltılması için çalışmalar sürdürülürken 2016 yılında çıkan haberlerde, geyiğin yaşadığı bölgelerde safari ve sürek avı organizasyonları yapıldığı, av hakkı satın alınabildiği ve geyik avı yapılabildiği bilgisi yer alır.
Not: Sevgili okurlar, yukarıdaki yazıda bir hata oldu, nesli tükenen canlılar yazısı ile kapanan sinemalar yazısı birbirine girdi. Nasıl oldu anlamadım ama ben çözemedim bu karışıklığı.
Metin: Sinem Baş